04 Ara 2012 için arşiv

Gezici Festival’de Bugün: 4 Aralık Salı

kızılay büyülü fener sineması – salon 1

12.15 no pablo larraín

şili, abd, meksika, 2012, 35mm, 110’, ispanyolca; türkçe ve ingilizce altyazılı

ödüller Sanat Sineması Ödülü Cannes

Şilili diktatör Augusto Pinochet’nin 1988’de uluslararası baskı sonucu başkanlığını halk oyuna sunmasıyla ilgili gerçek bir öykü. Gael Garcia Bernal’in canlandırdığı reklamcı, muhalifler için hazırladığı kampanyayla sıradışı bir özgürlük hareketine imza atıyor. Zekice kotarılmış, komik ve sürükleyici bu politik gerilim, Şili’nin yabancı film Oscar adayı.

14.30 kaplanın yılı  sebastián lelio

şili, 2011, 35mm, 82’, ispanyolca; türkçe ve ingilizce altyazılı

ödüller Çevre Ödülü Locarno

27 Şubat 2011’de Şili’yi yerle bir eden deprem, hapisteki Manuel’i özgürlüğüne kavuşturur. Çaresizce sevdiklerini aramaya başlayan Manuel, dalgaların kıyıya sürüklediği kafesin içindeki kaplanı kurtarır ve ne kaplanın ne de kendisinin çok fazla yaşam şansı olmadığını fark eder.

16.30 araf yeşim ustaoğlu

türkiye, almanya, fransa, 2012 35mm, 124’, türkçe; ingilizce altyazılı

ödüller En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Sanat Yönetmeni, Umut Veren Kadın Oyuncu, Umut Veren Erkek Oyuncu Adana • Siyah İnci Ödülü Abu Dhabi • En İyi Kadın Oyuncu Tokyo

Ustaoğlu, bu aykırı aşk ve cinsellik öyküsünü gayet olgun bir sinemayla ve büyük ustalara yakışır dokunaklı bir sadelikle anlatıyor. Film böylece dar ilişkiler çerçevesini aşıp, hızla değişen bir topluma tutulmuş bir aynaya dönüşüyor da denebilir. –Atilla Dorsay

18.45 devir derviş zaim

Yönetmen Derviş Zaim’in katılımıyla

türkiye, 2012, 35mm, 75’ türkçe; ingilizce altyazılı

Devir, Burdur’un Hasanpaşa ilçesinde yaklaşık 750 yıllık bir geçmişi olan koyun yıkama şenliği etrafında gelişen olayları anlatıyor. Filminde yöre insanlarına yer veren Zaim, üç koyun çobanı üzerinden hem bölgedeki yöresel hayatı, hem şenliği, hem de köyün çevresine kurulan mermer ocağının çevrede yaptığı tahribatı gözler önüne seriyor.

21.15 düşler diyarı benh zeitlin

abd, 2012, 35mm, 92’, ingilizce; türkçe altyazılı

ödüller Altın Kamera, Genç Bakış Ödülü, Fipresci Ödülü, Kiliseler Birliği Özel Mansiyonu Cannes • Jüri Büyük Ödülü, En İyi Görüntü Sundance • En İyi Yönetmen Seattle • İzleyici Ödülü: En İyi Film Los Angeles • Büyük Ödül, Umut Veren Yeni Yönetmen Ödülü Deauvillle

Dış dünyayla ilişkisi kesilmiş, su baskını tehdidi altındaki küçük ve fakir bir topluluk hayatta kalmak için çabalamaktadır. Hem toplumsal gerçekçi bir dram, hem büyülü bir masal, hem de uyarıcı bir ekolojik öykü. Düşler Diyarı birbirinin içine geçmiş üç güzel film.

kızılay büyülü fener sineması – salon 3

19.00 her türlü kuşkunun ötesinde bir yurttaş hakkında elio petri

italya, 1970, dcp, 112’, italyanca; türkçe ve ingilizce altyazılı

ödüller En İyi Yabancı Film Oscar • Jüri Büyük Ödülü, Fipresci Ödülü Cannes • En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu David di Donatello • En İyi Film Edgar Ödülleri • En İyi Yönetmen, En İyi Öykü, En İyi Erkek Oyuncu İtalyan Ulusal Film Eleştirmenleri Sendikası • En İyi Yabancı Film Kansas City Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri

Bir polis metresini öldürür; cinayetin araştırılmasını da kendi yönlendirir. Güçlü karakteri ve konumu nedeniyle meslektaşları onu suçlu bulma konusunda aciz kalırlar. Bir katilin kusursuz çizilmiş anatomisi. Petri’nin faşizm karşıtı filmi iğneleyici, dokunaklı, aynı zamanda da ürkütücü.

21.00 onur yürüyüşü srđan dragojević

sırbistan, hırvatistan, makedonya, slovenya, 2011, dcp, 115’, sırpça; türkçe ve ingilizce altyazılı

ödüller Panorama İzleyici Ödülü, Kiliseler Birliği Özel Mansiyon Berlin • İzleyici Ödülü Torino Gey ve Lezbiyen Film Festivali • En İyi Kadın Oyuncu Pula

Geylere yönelik taciz ve iç savaşın sonuçları komediye dönüştürülmesi zor iki konu olsa da Dragojevic, Onur Yürüyüşü’nde bunu başarıyor. Homofobik bir haydut ile eşcinsel bir veteriner, tuhaf bir ittifak oluşturarak, Belgrad’daki gey onur yürüyüşünün güvenliğini sağlamaya çalışıyorlar.

alman kültür merkezi

9.30 Çocuk Filmleri: Hollanda

14.00 annemin kollarında atia jabarah al-daradji, mohamed jabarah al daradji

ırak, ingiltere, hollanda, birleşik arap emirlikleri, 2011, hdcam, 86’, arapça; türkçe ve ingilizce altyazılı

Huşam, Bağdat’ın en tehlikeli mahallesinde kendisinin kurduğu küçük yetimhanede koruma altında olan, savaştan zarar görmüş 32 çocuğun umutlarını, hayallerini ve beklentilerini gerçekleştirmek için yorulmaksızın çalışmaktadır. Ev sahibi, yetimhaneyi boşaltmaları için Huşam ve çocuklara iki hafta süre verdiğinde umutsuz bir arayış başlayacaktır.

16.00 Kısa İyidir 1

18.30 havai fişekler giacomo abbruzzese

fransa, 2011, hdcam, 21’, kurmaca, italyanca, arapça, fransızca; türkçe ve ingilizce altyazılı

yarın zavtra andrey gryazev

rusya, 2012, hdcam, 90’, belgesel, rusça; türkçe ve ingilizce altyazılı

Rusya’da bir tür politik performans yapan ve ünü dünyaya yayılan sanat grubu Voina’nın devlet karşıtı muzip eylemleri üzerine bir belgesel.

Gezici Festival 2012 İzlenimleri – 4. Gün: Larry Jordan 1-2, Perşembeden Pazara

Larry Jordan 1-2:

Larry Jordan filmleri

Gezici Festival’in dördüncü gününün programında Larry Jordan’dan 8 kısa, 1 uzun film vardı. Bunların hepsini ayrı ayrı değerlendirmeye gerek yok. Ne de olsa 1950’lerden beri film yapan Jordan, deneysel animasyonlarında hep benzer yapılar ve benzer imgeler kullanmış. Bir kolaj yapısında olan animasyonlarında birbiriyle ilgisiz imgeleri müzik ve farklı seslerin eşliğinde birleştirmiş. Kelebek imgesi, yuvarlak objeler, kadın yüzleri, antik heykel imgeleri sıklıkla kullandığı imgeler. Çoğunlukla arka planda da hareketsiz resimler kullanmış. Hatta uzun metrajı Sophie’nin Yeri‘nde Ayasofya resmi de vardı. İzlediğimiz filmleri içinde bir tek Şehir Görüntüleri farklıydı. Burada San Francisco’nun aynalardan ve camlardan yansımalarını toplamış. Gösterimlerin başında yapılan tanıtımda da söylendiği gibi, seyircinin kendini müziğe ve arka arkaya gelen imgelere teslim etmesi lazım. Yoksa bu filmde ne anlatılıyor sorgulamasına girilirse işin içinden çıkmak zor. Bu arada itiraf edelim, deneysel animasyon için 90 dk. biraz uzundu. Uzun metraj filmini sinema ortamında izlemesek, evde sonunu getirmek zor olurdu.

Bir fikir vermek için Jordan’ın festival programında da yer alan Carabosse filmini izleyelim. Jordan hemen hemen tüm filmlerinde bu tarzı kullanmış.

Perşembeden Pazara:

Perşembeden Pazara

Dün izlediğim Perşembeden Pazara en saf tanımı ile bir yol filmi. Şili’de 4 kişilik bir ailenin yolda geçirdikleri 4 günün hikayesi. Karşılarına ne egzantrik karakterler ne de tekinsiz yabancılar çıkıyor. Sadece ve sadece bir aile draması izliyoruz. İşin o kısmında da kolaya kaçılıp öyle büyük duygu patlamaları falan yaşanmıyor. Yazar/yönetmen Dominga Sotomayor Castillo incelikli bir senaryo yazmış. Bu sessiz sakin film ufak ayrıntılar üzerinden giderek tıkır tıkır işliyor. Tüm hikayeyi ailenin kızı Lucia üzerinden izliyoruz. Festivalin çok öne çıkmasa da (tıklım tıklım olmayan az sayıda filmden biriydi) mütavazı ama hoş filmlerinden biri.

Gezici Festival ile Ankara’da Sinema Dolu Bir Hafta Sonu

Ankara Sinema Derneği tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen 18. Gezici Festival ile başkentliler sinema ve sinemacı dolu uzun bir hafta sonu yaşama fırsatı buldular. 30 Kasım’da başlayan Gezici Festival, ilk üç gününde Tuncel Kurtiz’i, Türkiye sinemasından yönetmenleri ve Almanya ile İsrail’den sinemacıları ağırladı.

Gezici Festival, Türkiye’den yönetmenlerin katılımıyla devam eden Ankara yolculuğunu 6 Aralık’ta noktalayarak, Sinop’a doğru yola çıkacak. Geçtiğimiz yıl da festivale ev sahipliği yapan Sinop, Sinop Valiliği, Sinop Belediyesi ve Sinop Kültür ve Turizm Derneği’nin katkılarıyla 7-10 Aralık tarihleri arasında Gezici Festival’i ağırlayacak.

Türkiye Sineması’ndan yönetmenler Ankara’da

Zerre filmi söyleşisi

Ülkemizde bu yıl çekilen uzun metrajlı filmlerden derlenen Türkiye Sineması 2012 bölümünde yer alan filmlerin yönetmenleri festival boyunca izleyicilerle bir araya geliyor. Gezici Festival’in ilk konuğu 30 Kasım’da, Antalya’da En İyi İlk Film ve Yönetmen de dahil dört ödül kazanan Zerre filminin senarist ve yönetmeni Erdem Tepegöz ile yapımcısı Kağan Daldal oldu. Tepegöz, işçi sınıfına ve kadına bakışıyla izleyicilerden övgü alan filminde “işçi sınıfının susmuşluğu ve bastırılmışlığını” anlatmaya çalıştıklarını söyledi. Dolu salona konuşan Daldal ise, Ankara’nın ve festivallerin kendileri için öneminden söz etti: “Ankaralı bir ekibiz. İlk galamızı Gezici Festival’de yaptığımız için gurur duyuyoruz. Hayalimiz bu tarz filmlerle bu salonları daha fazla doldurabilmek” dedi. Gösterime katılan Tuncel Kurtiz “Bu film son yıllarda son yıllarda işçi sınıfını anlatan en iyi film. Yılmaz Güney izleseydi gurur duyardı”dedi.

Berlin’de Kristal Ayı kazanan Lal Gece filminin 1 Aralık’taki gösterimi sonrası izleyicilerle buluşan yönetmen Reis Çelik, İlyas Salman ve Dilan Aksüt’le çalışırken “senaryonun çeşitli yerlerine tuzaklar” kurduğunu ve “iki oyuncuyu çekimlerden önce yalnızca bir kez bir araya getirdiğini” söyledi. Bir seyircinin filmin ismini nasıl belirlediği sorusuna ise, “Bir Kars oyunu oynadım,” sözleriyle cevap verdi. “Lâl aksanlı olarak okunduğunda bir taş ve o taşın rengi, aksansız okunduğunda ise, dilsiz, konuşamayan anlamına geliyor. Tabii bir de kırmızı ve kanı çağrıştırması var.”

Venedik Film Festivali’nde Geleceğin Aslanı ödülünü alan Küf’ün yönetmeni ve senaristi Ali Aydın ise filmin 2 Aralık’taki gösteriminden sonra izleyicilerin sorularını yanıtladı. Aydın, “Filmin adı neden Küf?” sorusuna, “Türkiye’nin politik tarihindeki bir aralığı, 90’ları anlatmak istedim. Kokuşmuş, çürümüş bir sistemin olduğu bir dönem. Filmin adını bu kokuşmuş, çürümüş yapıdan aldım,” yanıtını verdi. En güzel övgü ise söyleşi sırasında salonda bulunan Tuncel Kurtiz’den geldi: “Büyük bir sevinçle seyrettim. Genç nesilden birinin dünya sinemasına bu eseri bırakmasıyla gurur duydum. İyi ki varsınız.”

Gezici Festival, Ankara yolculuğu süresince Adana, Moskova, Abu Dhabi ve Tokyo’da ödüller alan Araf’ın senarist ve yönetmeni Yeşim Ustaoğlu’nu; Anadolu’yu ve doğanın döngüsünü şiirsel bir dille anlatan Devir filminin gösterimi sonrası yönetmeni Derviş Zaim’i; Yeraltı filminin gösterimleri sonrası, Zeki Demirkubuz’u; Şimdiki Zaman filminin gösteriminden sonra da yönetmen Belmin Söylemez ile senarist ve yapımcı Haşmet Topaloğlu’nu izleyicilerle bir araya getirecek.

Tuncel Kurtiz, ‘bir daha, bir daha’ izlediği filmleri sunuyor

Tuncel Kurtiz

Gezici Festival bu yıl Tuncel Kurtiz’in ‘Bir Daha, Bir Daha’ İzlediği Filmler başlığı altında Avrupa ve Amerikan sinemasından beş klasiği programına dahil ediyor. Filmlerin ilk gösterimleri öncesinde, Türkiye Sineması’nın usta ismi bu beş filmi neden “bir daha, bir daha” izlediğini seyircilere anlattı.

“17 yıldır kimsenin cesaret edemediği filmleri sunan Gezici Festival’in hayranı,” olduğunu söyleyen Kurtiz, Bob Fosse’un yönettiği müzikal All That Jazz için, “Bu filmi 20 kereden fazla seyrettim. Kendimi ve gençliğimi hatırlıyorum. Sistem eleştirisidir bu film,” dedi. “Fellini’yle mukayese edilebilecek bir sinemacı” olarak tanımladığı Robert Altman’ın filmi Nashville’in ise “1970’lerin Amerikasının politik yapısını” nasıl muhteşem bir şekilde eleştirdiğini belirtti.

Tuncel Kurtiz, Luchino Visconti’nin yönettiği Leopar‘ı, uyarlandığı romanın ilk cümlesiyle tanıttı: “Hiçbir şeyin değişmesini istemiyorsanız, herşeyi değiştirin.” İsviçreli yönetmen Alain Tanner ve İngiliz yazar John Berger’i bir araya getiren 2000 Yılında 25 Yaşında Olacak Jonas filminin gösterimi öncesinde de, “2000 yılı geldi, geçti. Mesele hâlâ aynı. Film, çağımızın hikayesini anlatıyor,” dedi.

Elio Petri’nin Her Türlü Kuşkunun Ötesinde Bir Yurttaş Hakkında Soruşturma filmi için, “Bu filmi ‘bir daha, bir daha’ seyrederim. Bana bir şeyler söyler, umut verir. Faşizm üzerine yapılmış harika bir filmdir bu,” sözlerini kullanan Kurtiz, filmleri Gezici Festival seyircisiyle birlikte izledi.

Peter Ohlendorf, Gezici Festival seyircisinin arasında

Ahmet Boyacıoğlu - Peter Ohlendorf

Alman belgeselci Peter Ohlendorf, yedi yıl boyunca Avrupa’nın çeşitli şehirlerindeki Neonazi konserlerinde gizli çekim yapan bir gazetecinin adımlarını yeniden izlediği ve konser mekanlarıyla çekim kayıtlarını bir araya getirdiği belgeseli Kan Akmalı – Gizlice Nazilerin Arasında’nın 2 Aralık’taki gösterimi sonrası izleyicilerin sorularını yanıtladı.

“Thomas Kuban’ın neonazi gençleri çektiği gizli kamera görüntülerini görünce çok şaşırdığını” söyleyen Ohlendorf, “Bu gençlerin sıradan, sokakta gördüğümüz çocuklardan farkı olmadığını,” söyledi.

Ohlendorf, fiminin Almanya’da giderek çoğalan bir seyirci kitlesine ulaştığını anlattı: “Filmin ilk gösteriminin Berlin Film Festivali’nde yapılması bize büyük kapılar açtı. On bir aydır Almanya’yı gezip, filmin gösterimlerine katılıyorum. Öğretmen, öğrenci ve gençlere ulaşmaya çalışıyorum. Şu ana kadar üç polis akademisine gittik. 15 bin izleyiciye ulaştık” dedi. Ohlendorf son olarak, “Avrupa’nın yüksek duvarlara ve aşılmaz sınırlara ihtiyacı olmaması gerektiğini belirterek, demokrat ve insan haklarına saygılı bir Avrupa” dileğini Gezici Festival izleyicisiyle paylaştı.

Gezici Festival’de Yeni Medya Atölyesi ve Savaş Paneli

Yeni Medya Atölyesi

Gezici Festival, Ankaralı sinemaseverlere kendi belgesel projelerini yaratma fırsatını sundu. İsrail’den gelen belgesel yönetmeni ve yapımcısı Yoram Schaffer ile Tel Aviv Üniversitesi, Sinema ve Televizyon Bölümü’nden Udi Ben-Arie tarafından gerçekleştirilen Yeni Medya Belgeseli Atölyesi’nde ‘yeni medya’ araçlarının belgesel sinemada kullanımı interaktif olarak ele alındı.

İki gün süren atölyenin birinci gününde fikir geliştirmeden tasarıma, bir yeni medya belgesel projesinin tüm aşamaları ele alınırken, ikinci gün katılımcılar gruplara ayrılarak kendi projelerini üretme fırsatını buldular.

2 Aralık’ta gerçekleşen Savaşla Büyümek konulu panel ise, Uluslararası Af Örgütü’nden Volkan Görendağ, Gündem Çocuk Derneği’nden Ezgi Koman, Uluslararası Çocuk Merkezi’nden Adem Arkadaş ve Türkiye’de yaşayan bağımsız gazeteci Frederike Geerdink’i bir araya getirdi.

Festival duyuruları, program, filmler ve etkinlikleri Gezici Festival’in web sitesi, Facebook sayfası ve Twitter hesabından takip edebilir, fotoğrafları Flickr hesabından indirebilir, fragmanları Vimeo hesabından izleyebilirsiniz.


Kategoriler

Arşiv

Twitter’da ben…

Blog Stats

  • 299.551 hits
Aralık 2012
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  
Sinema Manyakları blog'u Hasan Nadir Derin tarafından hazırlanmaktadır.

%d blogcu bunu beğendi: