10 Ara 2012 için arşiv

Avrupa Birliği İnsan Hakları Film Günleri

10-11-12 Aralık 2012 tarihinde eş zamanlı olarak 10 ilde düzenlenen Avrupa Birliği İnsan Hakları Günleri’nde toplam 11 film gösterilecek. Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Kayseri, Eskişehir, Trabzon, Konya, Gaziantep ve Diyarbakır’da düzenlenen film günlerinde tüm gösterimler ücretsiz olacak. Ortak film programı şu şekilde:

10 Aralık, Pazartesi

12:30   Lotte ve Aytaşının Sırrı (Lotte Ja Kuukivi Saladus / Lotte And The Moonstone Secret), ESTONYA
15:00   Denizdeki Adam (Man At Sea), YUNANİSTAN
17:30   Islık Çalmak İstersem Çalarım (Eu Când Vreau Să Fluier, Fluier / If I Want To Whistle, I Whistle), ROMANYA
19:30   Daha İyi Bir Dünyada (Heavnen / In A Better World), DANİMARKA

11 Aralık, Salı

12:30   Lotte ve Aytaşının Sırrı (Lotte Ja Kuukivi Saladus / Lotte And The Moonstone Secret), ESTONYA
15:00   Kano (La Pirogue / The Pirogue), FRANSA
17:30   Sadece Rüzgar (Csak A Szél / Just The Wind), MACARİSTAN
19:30   Cennetteki Çöplük (Polluting Paradise), ALMANYA

12 Aralık, Çarşamba

12:30   Umut Limanı (Le Havre), FİNLANDİYA
15:00   Görünmez Adamlar (Gvarim Bilti Nir’im / The Invisible Man), HOLLANDA
17:30   Adalar (Isole / Islands), İTALYA
19:30   Kuma, AVUSTURYA

Filmler aşağıdaki salonlarda gösterilecek:

Ankara: Cinemaximum CEPA
Antalya: Cinemaximum Migros
Diyarbakır: N-City Avşar
Eskişehir: Cinemaximum Espark
Gaziantep: Sanko Park Avşar
İstanbul: Cinemaximum Meydan, Cinemaximum Fitaş
İzmir: Cinemaximum Optimum
Kayseri: Cinemaximum Forum Kayseri
Konya: Cinemaximum Oval Çarşı Bosna
Trabzon: Cinemaximum Forum Trabzon

Filmler hakkındaki bilgilerin yer aldığı broşüre buradan ulaşabilirsiniz.

Gezici Festival’de Bugün: 10 Aralık Pazartesi

Gezici Festival - 10 Aralık

Deniz Sineması

12.00 temizlikçi adrián saba

peru, 2011, dcp, 95’ ispanyolca; türkçe ve ingilizce altyazılı

Adli tıpta temizlikçi olarak çalışan Eusebio, gizemli ve öldürücü bir salgın hastalığın hüküm sürdüğü kentte, ölülerin bulunduğu evleri temizlemektedir. Kimsenin yaşamadığı bir evde sekiz yaşında bir çocuk bulur. Çevrelerindeki uygarlık yok olup giderken çocuğa göz kulak olmaya karar verir.

15.00 orada burada antonio méndez esparza

ispanya, abd, meksika, 2012, hdcam, 110’, ispanyolca; türkçe ve ingilizce altyazılı

ödüller Nespresso Büyük Ödülü Cannes • Özgürlük Ruhu Ödülü Kudüs • En İyi Film, En İyi Yönetmen Mumbai • Altın Kurt Ödülü Montreal • Özel Mansiyon Afi Fest • En İyi Yönetmen Selanik

Meksika’daki köyüne geri dönen bir ‘illegal’ göçmen işçinin karşılaştığı sorunlara ve hem Bush hem de Obama yönetimlerinin göçmen karşıtlığının zalimliğine ilişkin abartısız fakat etkili bir çalışma.

17.30 babamın sesi orhan eskiköy, zeynel doğan

türkiye, 2012, 35mm, 88’, kürtçe, türkçe; ingilizce altyazılı

ödüller En İyi Film, En İyi Senaryo Adana • En İyi Senaryo İstanbul

Babamın Sesi’nde Maraş Katliamı’ndan etkilenen Kürt-Alevi bir ailenin hikâyesini anlatan Orhan Eskiköy ve Zeynel Doğan, gerçek ses kayıtlarından ‘gerçek’ bir film çıkarmayı başarıyor. Geride kalanların travmasını anlamaya çalıştıkları gibi ülkenin ‘kirli’ tarihi ve asimilasyon politikasını büyük sözler etmeden hikâyeleştirebiliyorlar.-Hasan Cömert

20.00 siirt’in sırrı inan temelkuran, kristen stevens

türkiye, 2012, hdcam, 89’, türkçe; ingilizce altyazılı

ödüller Jüri Özel Ödülü, Jüri Özendirme Ödülü, En İyi Kurgu Adana • En İyi Belgesel Antalya

Güreşerek kazandığı parayla 13 kişilik ailesine destek olan genç Kürt kızı Evin Türkiye şampiyonudur. Kendi küçük kentinde bir kız olarak tek başına gidip ekmek alması mümkün değilken, dünya arenasında kendi yaratacağı geleceğe ulaşabilmesi için bir maçı kazanması yeterlidir.

Tayfa Kitapkafe’de Film Gösterimleri Sahte Belgeseller ile Devam Ediyor

Ankara’da Tayfa Kitapkafe’de bir süredir haftada bir film gösterimleri düzenleniyor. Meraklısı takip ediyordur eminim. Şimdiye kadar gitmek kısmet olmadı kendi adıma ama Aralık ayının programını vererek destek olalım dedim.

Aralık ayı programı sahte belgesellere (Mockumentary) ayrılmış. Program şu şekilde:

10 Aralık Pazartesi 20:00 – This Is Spinal Tap
17 Aralık Pazartesi 20:00 – Zelig
22 Aralık Cumartesi 20:00 – Take the Money and Run
24 Aralık Pazartesi 20:00 – Punishment Park

Tüm filmler iyi olmakla birlikte özellikle bu türün en tipik ve kült örneklerinden olan This Is Spinal Tap‘i izlemeyenler kaçırmasın derim. Tüm gösterimlerin ücretsiz olduğunu belirtmeden geçmeyelim.

Tayfa Kitapkafe’nin adresi ise şu şekilde:
Selanik Caddesi 82/32 Kızılay (Selanik caddesiyle, Kızılırmak caddesinin kesiştiği köşede)

Gezici Festival 2012 İzlenimleri – 7. Gün: Düşler Diyarı, Devir, Temizlikçi

Düşler Diyarı:

Bazen filmler hakkında önceden çok şey duymak iyi olmuyor. Düşler Diyarı da benim için bu filmlerden biri oldu sanırım. Büyük bir kasırganın vurduğu doğada bir kız çocuğunu anlatırken bir yanı ile çok gerçekçi, bir yanı ile de gayet fantastik olan bu filmin kötü olduğunu söyleyemem. Hatta tam tersi gayet iyi bir film ama çok daha fazla çarpılacağımı düşünmüştüm, olmadı. Ama hakkını teslim edelim, genç yönetmen Benh Zeitlin gerçekten hikayesini görüntü ve müziğin uyumu ile başarılı bir şekilde anlatmış. Sinemada takip edilmesi gereken yeni bir soluk olabilir gerçekten. Ama daha da önemlisi Cimcime (Hushpuppy) rolünde Quvenzhané Wallis. O kadar doğal bir oyunla kendine güvenli küçük kızı canlandırmış ki en genç Oscar adayına hazır olun derim. İşin ilginç tarafı bu kadar hareketli ve cıvıl cıvıl bir filmin bir tiyatro oyunundan uyarlama olması. Yazmasa tahmin edemezdim.

Bu arada Quvenzhané Wallis’in bir sonraki filmine de dikkat çekelim. Twelve Years A Slave adlı filmin yönetmeni Steve McQueen, oyuncuları ise Michael Fassbender, Brad Pitt ve Benedict Cumberbatch. Üstelik bu filmde babası olarak müthiş oynayan Dwight Henry de filmin kadrosunda.

Devir:

Derviş Zaim’in farklı denemelerinden hoşlanıyorum aslında ama her zaman aynı derecede iyi sonuç vermiyor. Belgesel tadında başlayıp kurmacaya dönen Devir için de yarım bir başarı diyebilirim en fazla. Bu arada Ahmet Boyacıoğlu filmden önce çıkıp belgesel olmadığını belirtme ihtiyacı hissetti. Film Burdur bölgesinde her yıl düzenlenen bir koyun yarışını fona alarak geleneksel değerler ile modern dünyanın çeklişkisini vurgulamak istemiş. Ama sanki tüm film, finaldeki av sahnesi için çekimiş gibiydi. Böyle olunca da bir kısa film yeterli olabilirdi dedirtti. Yine de Derviş Zaim’in kendilerini oynayan yöre insanlarını gayet iyi kullandığını söylemek lazım. Bir kaç an dışında falso vermiyorlar. Bu filmden önce 6 yaşında bir kızın ve normalde fırıncılık yapan birinin performanslarını görünce insan çok etkilenmiyor yine de.

Temizlikçi:

Temizlikçi filmi, yukarıda da yer alan, bir masanın iki yanındaki adam ve kafasında karton bir kutu geçirmiş çocuk imajı ile dikkatimi çekmişti. Bu karton kutunun nedeni, tüm şehri etkileyen ölümcül salgından çocuğun bu şekilde kurtulacağını düşünmesi. Daha doğrusu adamın çocuğu buna ikna etmesi. Temizlikçi için Hollywood’da pek çok örneğini gördüğümüz disütopya filmlerinin antitezi diyebiliriz. Tüm şehri yoketmeye doğru giden salgını karmaşa, yağmalama ve terör görüntüleri ile değil, boş AVM’ler ve terkedilmiş evlerle anlatıyor. Ölenlerin arkasından mekanı temizleyen ana karakterimiz Eusebio da bu anlayışa uygun şekilde sessiz sakin işini yapan bir adam. Birgün temizlik yaptığı evlerden birinde bir çocukla karşılaşınca dışarıyla iletişim kurmaya başlıyor. Aslında bu ilişki iyi işlenmiş ama bu tarz, bir çocukla karşılaşınca hayata bakışı değişen karakterlerini o kadar çok izledik ki. Her ne kadar bazen fazlaca minimalist olsa da yönetmen Adrian Saba’nın hikayesine yaklaşma tarzını beğendim. Keşke filmin ana yapısını biraz daha orijinal bir şekilde kursaymış.


Kategoriler

Arşiv

Twitter’da ben…

Blog Stats

  • 299.426 hits
Aralık 2012
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  
Sinema Manyakları blog'u Hasan Nadir Derin tarafından hazırlanmaktadır.

%d blogcu bunu beğendi: