18 Oca 2010 için arşiv

67. Altın Küre Ödülleri Sahiplerini Buldu

AvatarOscarların habercisi sayılan Altın Küre Ödülleri (Golden Globe Awards) bu yıl da sahiplerini buldu. Gecenin galibi en iyi film ve en iyi yönetmen ödüllerini kazanan Avatar oldu. Gecenin iddialı filmlerinden The Hurt Locker eli boş dönerken Up In the Air ise en iyi senaryo ödülü ile yetinmek zorunda kaldı. En iyi komedi/müzikal filmi ödülünü ise gerçekten eğlenceli bir film olan The Hangover aldı.

Oyuncu ödülleri genelde beklenen isimlere gitti. Drama dalında Sandra Bullock ve Jeff Bridges’in ödülleri ve komedi dalında Meryl Streep’in ödülü bekleniyordu zaten. Belki Jeff Bridges yerine George Clooney de alabilirdi. Sürpriz sayılabilecek ödül, Robert Downey Jr.’ın Sherlock Holmes ile en iyi müzikal/komedi erkek oyuncusu olarak seçilmesi olabilir. Yardımcı oyunculuklarda ise Christoph Waltz ve Mo’Nique’în ödülleri cepteydi zaten. Başka isimler alsa büyük bir sürpriz olurdu.

Televizyon dalındaki büyük ödüller drama dalında bir kez daha Mad Men’e ve komedi dalında yeni bir dizi olan Glee’ye gitti. Glee’yi henüz izleme fırsatı bulamadık ama Mad Men kesinlikle hakedilmiş bir ödül aldı. Erkek oyuncu dalında ise Michael C. Hall, Dexter ile sonunda Altın Küre’ye ulaştı. Dexter, yılların oyuncusu  John Lithgow’a da bir adet en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü getirdi. Komedi dalında ise en iyi erkek oyuncu ödülünü artık alıştığımız üzere 30 Rock ile Alec Baldwin aldı.

Ödüllerin tam listesi şu şekilde:

Sinema dalındaki ödüller:

En İyi Film – Drama: Avatar
En İyi Kadın Oyuncu – Drama: Sandra Bullock (The Blind Side)
En İyi Erkek Oyunucu – Drama: Jeff Bridges (Crazy Heart)
En İyi Film – Komedi ya da Müzikal: The Hangover
En İyi Kadın Oyuncu – Komedi ya da Müzikal: Meryl Streep (Julie & Julia)
En İyi Erkek Oyuncu – Komedi ya da Müzikal: Robert Downey Jr. (Sherlock Holmes)
En İyi Animasyon: Up
En İyi Yabancı Film: The White Ribbon (Das Weisse Band)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Mo’Nique (Precious: Based on the Novel Push by Sapphire)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christoph Waltz (Inglourious Basterds)
En İyi Yönetmen: James Cameron (Avatar)
En İyi Senaryo: Jason Reitman, Sheldon Turner (Up in the Air)
En İyi Müzik: Michael Giacchino (Up)
En iyi Şarkı: “The Weary Kind” söz-müzik:T-Bone Burnett, Ryan Bingham (Crazy Heart)
Cecil B. DeMille Ödülü: Martin Scorsese

Televizyon dalındaki ödüller:

En İyi Dizi – Drama: Mad Men
En İyi Kadın Oyuncu – Drama Dizisi: Julianna Margulies (The Good Wife)
En İyi Erkek Oyuncu – Drama Dizisi: Michael C. Hall (Dexter)
En İyi Dizi – Komedi ya da Müzikal: Glee
En İyi Kadın Oyuncu – Komedi ya da Müzikal Dizisi: Toni Collette (United States of Tara)
En İyi Erkek Oyuncu – Komedi ya da Müzikal Dizisi: Alec Baldwin (30 Rock)
En İyi Mini Dizi ya da Tv Filmi: Grey Gardens
En İyi Kadın Oyuncu – Mini Dizi ya da Tv Filmi: Drew Barrymore (Grey Gardens)
En İyi Erkek Oyuncu – Mini Dizi ya da Tv Filmi: Kevin Bacon (Taking Chance)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu – Dizi, Mini Dizi ya da Tv Filmi: Chloë Sevigny (Big Love)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu – Dizi, Mini Dizi ya da Tv Filmi: John Lithgow (Dexter)

Gezici Festival 2009 İzlenimleri – 2. Gün: Burjuvazinin Gizli Çekiciliği, Evet Efendim, Almanya 09

Burjuvazinin Gizli Çekiciliği (Le Charme Discret de la Bourgeoisie / The Discreet Charm of the Bourgeoisie):

Burjuvazinin Gizli Çekiciliği (Le Charme Discret de la Bourgeoisie / The Discreet Charm of the Bourgeoisie)

Luis Bunel’in bu klasik filmini daha önce de izlemiştim ama hem sinemada bir kez daha izlemek hem de hafızayı tazelemek için iyi bir fırsattı. Zaten üzerine çok fazla yazılıp çizilmiş bir film bu nedenle çok fazla yorum gerekli mi bilmiyorum. Bir grup burjuvanın bir türlü oturup yemek yiyememelerini anlatan bu filme  Bunuel’in en iyilerinden biri demek yeterli. Filmin o absürd yapısı, tuhaflıkları ama o tuhaflıkların içinde gerçek kavramlara sürekli dokundurması son derece başarılı. Defalarca izlenebilecek bir film.

Evet Efendim (The Yes Men):

Evet Efendim (The Yes Men)

Kapitalist şirketlerin ipliğini pazara çıkarmak için çeşitli eylemler yapan The Yes Men grubunun 2002-2003 döneminde yaptığı bir takım eylemleri anlatan film gayet doğru şeyler söylemesinin yanında çok da eğlenceli. Grubun yaptığı pek çok eylemden bahsediliyor ama temel olarak Dünya Ticaret Örgütü’nün web sitesine benzer bir web sitesi kurmaları sonrasında çeşitli konferanslardan, televizyon kanallarından gerçek DTÖ sanılarak davetler almaları ve oralarda yaptıkları sunumlar üzerine kurulu bu film. Ne kadar saçma sunumlar yaparlarsa yapsınlar katılımcılar alkışlıyorlar, tebrik ediyorlar genelde. Bir tek bir üniversitede yaptıkları sunumda epey karşı çıkan oluyor neyse ki.

Ayrıca benzer görüşleri savunan Michael Moore’un da zaman zaman yorumlar yaparak belgesele katkıda bulunmuş olduğunu da eklemeli. The Yes Men’i hiç tanımayanlar için iyi bir referans sayılabilir.

Almanya 09 (Deutschland 09 / Germany 09):

Almanya 09 (Deutschland 09 / Germany 09)

Dün akşam gösterilen 1978 yapımı Sonbaharda Almanya filmine benzer şekilde bu kez günümüzden 13 Alman yönetmen güçlerini birleştirip bugünün Almanyasına dair bir şeyler söylüyorlar. Ama bu kez klasik anlamda bir kısa filmler topluluğu şeklinde bir film karşımızdaki. Biri bitip diğeri başlıyor. Genellikle iyi filmlerdi. Ben en çok dünyanın çeşitli yerlerine seyahat eden bir adamı anlatan ve 10 dakikada hiç konuşmasız hızlı bir kurgu ile sağlam bir küreselleşme eleştirisi yapan Tom Tykwer’in filmini sevdim galiba. Yıllar sonra aya giden ve dünyaya dair hiç bir şey anımsamayan bir toplumun sadece Almaya kelimesini hatırlayıp, onu hatırladıklarında üzülmelerini anlatan Seans; Almanya’yı bir ameliyat masasında hasta gibi gösteren Tımarhane; günümüz Almanya’sında bile hala binlerce kişinin her hareketinin izlendiğini gerçek olaylara dayalı olarak anlatan Engelleyici Eylem; farklı zaman ve mekanlardan, ikisi ünlü, biri sıradan üç kadını biraraya getiren Bitmemiş ve Dani Levy’nin kendini oynadığı sürekli iyimserlik hapları alan bir adamın çevresini görüşünü anltan Joshua benim için diğer öne çıkan filmlerdi. Seçkide Fatih Akın’ın da bir filmi vardı. Anlattığı şey önemli olsa da (Guantanamo’da işkence gören ve şimdi Almanya’ya yerleşmek isteyen bir Türk’ü anlatıyor) film olarak çok ilgi çekici değildi.


Kategoriler

Arşiv

Twitter’da ben…

Blog Stats

  • 299.426 hits
Ocak 2010
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031
Sinema Manyakları blog'u Hasan Nadir Derin tarafından hazırlanmaktadır.

%d blogcu bunu beğendi: