Eli Roth’un yönetip Quentin Tarantino’nun yapımcılığını üstlendiği Otel (Hostel) filmi iki yıl öncesinin popüler korku filmlerinden biri olmuştu. Kişisel olarak, yarısı neredeyse soft-porno yarısı da aynı derecede istismara yönelik gereksiz bir vahşet içeren bu filmi hiç sevmemiştim. Aslında asıl sevmediğim yanı, filmin sıradan Amerikalının Avrupa’ya bakış tarzı ile çekilmişe benzeyen, özellikle eski doğu blokundan ayrılan Avrupa ülkelerini sadece seks ve dehşetle bir tutan anlayışı olmuştu. Halbuki Eli Roth, Cabin Fever ile türe çok parlak olmasa da umut verici bir giriş yapmıştı.
Aradan geçen iki yılda açıkçası Eli Roth açısından değişen bir şey olmamış. Genel anlamda ilk filmde erkek Amerikalı öğrencilerin başına gelenler bu filmde kız Amerikalı öğrencilerin başına geliyor. Tamam Roth işin içine bu kez biraz daha kapitalizm eleştirisi katmış, karakterlerden biri yoluyla filme psikolojik bir derinlik kazandırmaya da çalışmış ama bunların zorlama olduğu o kadar belli ki. İlk filmi sevmeyenler bu filmi de muhtemelen sevmeyeceklerdir ama ilk filmi sevenlerin de bu filmde yeni bir şey bulmaları pek mümkün değil.
İşin ilginci Eli Roth belki de bilinçli bir şekilde devam filmlerinin daha fazla şiddet, daha fazla kan, daha fazla çıplaklık kurallarından uzak durmuş, hatta tam tersini yapmış. Filmin ilk yarısı boyunca neredeyse hiç şiddet sahnesi yok. Aslında ilk filmde de bu şekildeydi ve bu açıdan tutarlı denebilir. Ama şiddet sahneleri başladığında da neredeyse hiç bir sahne biz seyircilerin gözü önünde gerçekleşmiyor. Hatta kızlardan birinin ölümünde, bizimle ölüm sahnesini göreceğimiz kamera arasında bir güvenlik görevlisi girerek görüntüyü kapatıyor. Çıplaklık konusunda ilk filmin soft-porno seviyesindeki havasından tamamen uzaklaşılmış. Gözümüzün önünde pek çok güzel kadın arzı endam etmesine rağmen çıplak olarak en son görmek isteyebileceğimiz kadını çıplak olarak görüyoruz. Bu tip tercihler filmi sevmeme yol açmayacak olsa da eğer gerçekten bilinçli tercihler ise seyircilerin beklentilerini boşa çıkartacak hamleler yaptığı için Roth’u takdir edebilirim.
Sonuç olarak ilk Otel filmi alt metnindeki Avrupa düşmanlığı nedeniyle benim için tahammül edilemez bir film olmuştu, ikincisi bu açıdan daha tahammül edilebilir olsa da film olarak herhangi bir değeri olmadığını ve zaman kaybı olduğunu düşünüyorum, yine de meraklısına diyelim…
Not: Bu yazıyı yazdıktan bir süre sonra filmin sansürlendiğini öğrendim. Bu konuda Otel 2 Sansürlenmiş!!! başlıklı yazıma bakabilirsiniz.
0 Yanıt to “Aynı Otel’de Bir Kez Daha mı?”