Ingmar Bergman’ın hemen arkasından bir büyük kayıp daha. Ne yazık ki Michelangelo Antonioni de artık aramızda değil. Sinema dünyasının bu çok büyük iki yönetmenini birer gün arayla yitirmek kaderin garip bir cilvesi olmalı. Tıpkı Bergman gibi Antonioni için de diyecek çok fazla bir şey yok bu noktadan sonra. Sadece İtalyan sinemasına değil dünya sinemasına da bir avuç başyapıt kazandırmış olan usta özellikle 60-70 arası yaptığı filmlerle belli bir döneme damgasını vurmuştu. Macera (L’Avventura) ile geleneksel sinemanın anlatım kalıplarını yıkarak bir filmin illa ki bildik anlamda bir sonla bitmesi gerekmediğini gösteren Antonioni, Gece (La Notte) ile de kadın-erkek ilişkilerini konu eden filmlere önemli bir katkıda bulunmuştu, çarpıcı bir burjuvazi betimlemesi ile üstelik. 60’ların sonlarında çektiği Cinayeti Gördüm (Blow-Up) ve Zabriskie Point filmleri ile de dönemin ruhuna çok uygun filmler ortaya çıkarmıştı. Özellikle Blow-Up’ın gerçek nedir sorunsalı daha sonra pek çok filmle konu olmuş, filmin sonundaki ortada topun olmadığı tenis maçı sahnesi sinema tarihinin klasik sahnelerinden biri haline gelmiştir. 75’de Jack Nicholson’ı kamera karşısına aldığı Yolcu (The Passenger) da çok önemli bir film haline gelmiştir. Yıllar sonra konuşma kabiliyetini dahi fazlasıyla sınırlayan bir felç geçirmesine rağmen Antonioni çalışmaya devem etmiş, 95’de Wim Wenders’in yardımcı yönetmenliği ile Bulutların Ötesinde’yi (Beyond the Clouds) çekmiş ve bir başyapıta daha imza atmıştı. Üstad son filmini de 2004’de çekmişti.
Birer gün arayla kaybettiğimiz Bergman ve Antonioni’nin sinemaya kattıkları bir yana bir başka önemli özellikleri de, yaptıkları filmlerin bir zamanlar gişede de önemli bir yere sahip olmasıydı belki de. Acaba Cinayeti Gördüm bugün yapılsaydı ne kadar seyirci çekerdi sinemalara?
Ne diyelim, artık o da yok. Allah diğer ustalara uzun ömürler versin.
Bu vesileyle Cinayeti Gördüm’ün (Blow-Up) meşhur tenis sahnesini tekrar hatırlayalım.
Not: 1928 doğumlu usta Fransız oyuncu Michel Serrault’un da geçtiğimiz gün vefat ettiğini üzülerek ekleyelim.
0 Yanıt to “Michelangelo Antonioni 1912-2007”