Bugün bir Türk sinemasından bahsediyorsak bunu sinemamızın ilk kuşak usatalarına borçlıyuz. İşte Ömer Lütfi Akad da bu ustaların en önemlilerinden biriydi ve o güne kadar tiyatro etkisinde kalmış olan sinemamızın kendi dilini oluşturmasında önemli katkıları olmuştu. Ustayı geçtiğimiz gün 95 yaşında kaybettik.
Akad sinemaya 1947 yılında yarım kalan Damga filminin eksik sahnelerini çekerek adım attı. 1949 yılında daha ilk filmiyle Vurun Kahpeye gibi zor bir projenin altına giren usta bu işten başarıyla çıkmayı bilerek Türk sinemasının önemli eserlerinden birine imzasını attı. Akad’ın ilk dönemine baktığımızda Ayhan Işık ile çokça çalıştığını görüyoruz. İngiliz Kemal, Kanun Namına, Öldüren Şehir ve Katil bu dönemin önemli filmleri arasındaydı. Özellikle Kanun Namına, Türk sinemasında belki de ilk defa kamerayı sokakağa indirerek ayrı bir görsel yapı kuruyordu.
60’larada ise Lütfi Akad’ın Yılmaz Güney ile beraber yaptığı çalışmalarına tanık oluyoruz. Hudutların Kanunu ve Kızılırmak Karakoyun filmlerinin bazı açılardan halen aşılamadığını söyleyebiliriz. Akad aynı dönemde Vesikalı Yarim ile Türk sinemasının bir başka klasiğine daha imza atıyordu.
Akad, belki de o dönem sinemanın geldiği nokta nedeniyle 70’lerde sinemaya erken denebilecek bir yaşta veda ediyordu. Ama sinemaya veda filmleri bir üçleme olarak planladığı Gelin, Düğün ve Diyet filmleriydi. Üç filmin de başrolünü Hülya Koçyiğit’e veren Akad, bu üçleme ile sinemaya veda ederken arkasında başyapıt olarak anılabilecek üç film bırakıyordu.
Türk sineması dendiğinde her zaman adından sözedilecek olan Lütfi Ömer Akad’ı saygıyla anıyoruz.
0 Yanıt to “Lütfi Ömer Akad (1916-2011)”