Antalya Altın Portakal 2011 İzlenimleri – Avrasya Sinemaları: Azerbaycan: Kutsal Hayvan, Pelikülün İzinde: Kalabaka

Altın Portakal bu yıl Azerbaycan sinemasına beş filmlik kısa bir bölüm ayırmıştı. Ayrıca geçen sene olduğu gibi yıllar öncesinden bulunup gösterilen sessiz filmlerin canlı müzik eşliğinde gösterildiği Pelikülün İzinde bölümü de bu yılki festivalin dikkat çeken bölümlerinden biriydi. Her iki bölümden de birer film izlediğim ve her ikisi için de çok uzun yorumlar yapmayacağm için bu yılki Altın Portakal izlenimlerimin bu son yazısında bu iki farklı bölümde izlediğim filmleri beraberce yorumlamaya karar verdim.

Kutsal Hayvan (İlahi Mexluq / Sacred Creature):

Yönetmen Yaver Rzayev, bu filminde Azerbaycan’ın zorlu doğa koşullarında ayakta kalmaya çalışan bir aileyi anlatıyor. Filmin birbiri ile içiçe geçmiş yaz ve kış olarak ayırabileceğimiz iki bölümü olduğu söylenebilir. Yaz döneminde aile gayet etkileyici bir doğa içerisinde yaşıyor. Bir de dışardan gelen genç ve güzel bir ressam konukları var. Özellikle ailenin oğlu hem resimlere hem de bu genç kadına ilgi duyuyor. Kışınsa ailenin kar ve fırtına ile boğuşmasını izliyoruz. Bunun yanında yazdan itibaren evin oğlanın evden ayrılmak istemesi ve babanın buna karşı çıkışı da filmde bir yan tema olarak yer alıyor filmde.

Doğrusu Kutsal Hayvan‘ın bende fazla bir iz bırakmadığını söylemem gerek. Doğa-insan ilişkisini başarılı bir şekilde veriyordu belki ama genel olarak bu konuda önde gelen filmlerin arasına girmesi çok zor.

Film sonrası yönetmen Rzayev ile bir söyleşi vardı. Filmin çok fazla seyircisi olmadığı için kısa bir söyleşi oldu ama bu söyleşide bu filmin yönetmenin düşündüğü bir üçlemenin ilk filmi olacağı belirtildi. Diğer filmler de bu film gibi Azerbaycan doğasında yaşayan insanlar üzerine olacakmış. Yönetmen bu insanların, dünya yokolduğunda yeryüzünden en son silinecek insanlar olduğuna inandığını da belirtti.

Kalabaka:

Kalabaka, 1926 yılında Fred Von Bohlen’in Balkanlara yaptığı bir gezi sırasında çekilmiş ve 1930 yılında gösterilmiş yarı belgesel bir film. Arka planda bir hikayesi var belki ama bu çok zayıf ve takip etmesi de çok gerekli olmayan bir hikaye. Zaten yönetmen Von Bohlen de bir sinemacı olmaktan çok bir gezgin olarak geçiyor kaynaklarda. Uzun yıllardır gösterilmeyen bu film Hollanda Eye Film Ensitütüsü tarafından restore edilmiş ve filmi bu sayede Antalya’da izleme fırsatı bulmuşuz.

Doğrusunu söylemek gerekirse Kalabaka‘nın sinema tarihine iz bırakmış bir film olduğunu söylemek zor. Zaten İnternet’te bile bu film hakkında bir bilgi bulmak çok güç. Filmin önemli tarafı o günlere dair görsel bir belge olması. Bunun dışında festivalde bu filmi izlemenin en keyifli tarafı ise canlı müzik eşliğinde gösterilmiş olmasıydı. “Kingalita and the Very Good Band” tarafından icra edilen müzikler gerçekten de filmin ruhuna uygundu ve bu çok da başarılı olmayan filmi izlenebilir kılıyordu.

0 Yanıt to “Antalya Altın Portakal 2011 İzlenimleri – Avrasya Sinemaları: Azerbaycan: Kutsal Hayvan, Pelikülün İzinde: Kalabaka”



  1. Yorum Yapın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s




Kategoriler

Arşiv

Twitter’da ben…

Blog Stats

  • 301.152 hits
Ekim 2011
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  
Sinema Manyakları blog'u Hasan Nadir Derin tarafından hazırlanmaktadır.

%d blogcu bunu beğendi: