Kars Öyküleri:
Gezici Festival’in iki yıl öncesine kadar en önemli duraklarından biri Kars’tı. 2007 yılında da festival kapsamında bir Kars Öyküleri senaryo yarışması düzenlenmişti. Artık festival Kars’a gitmiyor belki ama o yarışmanın sonucunda seçilen senaryolar bugün bir film olarak karşımızda. Kars Öyküleri için 5 kısa filmden oluşan ve ortak teması Kars olan bir toplama diyebiliriz.
Filmlerden ilki Özcan Alper’in Moto Guzzi‘si idi. Sonbahar filminden tanıdığımız Alper’in bölümünü merakla bekliyordum ancak geç kalanların salona girmesi devam ettiği için iki küçük çocuk arasındaki yakınlaşmayı anlatan bu kısa filme henüz konsantre olamadan başladı ve bitti (en kısa bölüm bu bölümdü zaten). Zehra Derya Koç’un Kül filmi ise annesinin ölümü nedeniyle çocukluğunun geçtiği köye dönen genç bir kadının eski günleri hatırlaması üzerine bir film ve temel olarak bir ergenliğe geçiş öyküsü anlatıyor. Kızın hayatındaki ilk adet görme, ilk kez sütyen alma gibi anlara tanıklık ediyoruz. Her ne kadar özellikle dünya sinemasında örneklerini görsek de bizim sinemamızda çok değinilmeyen bir dönemi ele alan, kendi içinde başarılı bir yapımdı.
Ülkü Oktay’ın Zilo filmi için kişisel olarak en çok sevdiğim bölüm olduğunu söyleyebilirim. Civcivi ile birlikte yaşamak isteyen Zilo’nun evde de okulda da civcivine bir yer bulamaması, üstüne üstük bir de ailesinin soğuk algınlığı ilacı ile kendisini zehirlemeye düşünmesi üzerine Ankara’ya kaçış planlarını uygulamaya koyduğunu gördüğümüz film son derece eğlenceliydi.
Ahu Öztürk’ün Açık Yara filmi ise yine bir ölüm nedeniyle köyüne geri gelen bir karakter üzerine kurulu. Bu kez bir erkek çocuk konu alınmış. Babasının geçmişini öğrendikçe belki de daha önce sevmediği babasını daha iyi anlayan hatta onunla özdeşleşen bir çocuk bu. Doğrusu çok iz bırakan bir bölüm olmadı bende.
2004’de Bir Tuğra Kaftancıoğlu Filmi ile dikkat çeken, sonradan Adab-ı Muaşeret filmini izlediğimiz Emre Akay da Kars Öyküleri ile tekrar karşımıza çıktı. Küçük Bir Hakikat başlıklı bölümde Sporcu Celal Bey’in bu lakabı nasıl aldığı ve bu lakabının gerçek olup olmadığı konu edilmiş. Sinema dili ile dikkat çeken bir filmdi doğrusu. Hatta finali biraz daha iyi olsaydı 5 film arasında en iyisi diyebilirdim.
Bu arada filmlerin hemen hepsinde çocuk oyuncular vardı ve hepsi de çok başarılıydı (özellikle Zilo rolü ile Birsu Demir), bir not olarak bunu da eklemek istedim.
Film sonrası yapılan söyleşide filmin yapımcısı Ahmet Boyacıoğlu ve oyuncular çekim hikayelerinden bahsettiler. Gösterime de girmesi planlanan bu filmi ilerde çok daha başarılı işlerini göreceğimizden emin olduğum bir grup genç yönetmeni tanımak adına izlemek gerek.
0 Yanıt to “Gezici Festival 2010 İzlenimleri – 1. Gün: Kars Öyküleri”